Türkiye, bulunduğu bölge ve tarihi düşmanları itibariyle sürekli savaşa hazır olması gereken bir ülkedir. Bu nedenle ülkemizin bir yandan profesyonel ordu sistemine geçmesi gerekirken, bir yandan da askerlik hizmetinde bulunabilecek vatandaşlarımızın asgari düzeyde de olsa savaş eğitimi alması ve olası bir seferberliğe hazır olması gerekmektedir.

Yine aynı nedenle, ülkemizin savunma sanayii ve teknolojileri alanında kendi kendine yeter bir düzeye ulaşması ve hatta bu alandaki ihracatının hızla artması gerekmektedir.

Bu tespitlerden yola çıkarak, savunma alanında aşağıdaki politikalar uygulanacaktır;

 
  • Profesyonel ordu sistemine geçilecek ancak zorunlu askerlik uygulaması süreler kısaltılarak devam edecektir.
  • Zorunlu askerlik süresi; üniversite mezunları için 2 aya, üniversite mezunu olmayanlar için ise 3 aya düşürülecek ve bedelli askerlik uygulaması tamamen kaldırılacaktır.
  • Askerlik hizmeti boyunca sadece savaş eğitimi verilecek, askerlere angarya işler yaptırılmayacaktır. Askerler, komutanların ve eşlerinin özel işleri ile orduevleri vb. yerlerde çalıştırılamayacaktır. Orduevi ve benzeri yerlerde ihtiyaç duyulan personel, kadrolu olarak istihdam edilecektir.
  • Askerlik sürelerinin kısaltılmasıyla, gençlerimiz mezuniyet sonrası yaz tatilinde bile askerlik görevini yerine getirebilecekler ve askerlik hizmeti, gençlerimizin kariyerleri önünde bir engel olmaktan çıkacaktır. Bu şekilde gençlerimizin en verimli çağlarında uzun süre istihdamdan uzak kalmalarının önüne geçilecektir.
  • Savunma Sanayii teknolojilerinin geliştirilmesi ve tamamen milli imkânlarla ülkemizin savunma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla finansman ve insan kaynağı açısından gerekli tüm altyapı ivedilikle oluşturulacaktır.
  • Önemli bir ihtisas hastanesi işlevi gören askeri hastaneler ile askeri liseler yeniden açılacaktır.
  • Terörle mücadele sırasında yaralanıp, SGK mevzuatına göre malul sayılmayan gazilerimizin mağduriyetleri yeni bir düzenleme ile giderilecek ve hak ettikleri gazilik unvanı kendilerine verilecektir.
  • Sözleşmeli statüde çalışan uzman er ve erbaşlar, kadroya geçirilecek ve özlük hakları iyileştirilecektir.
  • 6000 sayılı Kanun uyarınca sivil memur olarak emekli olan uzman erbaşlara, uzman erbaş emeklilik hakları sağlanacaktır.
  • Askeri sosyal tesislerdeki subay, astsubay, uzman erbaş ve sivil memur ayırımı kaldırılacak ve rütbe veya unvan ayrımı olmaksızın tüm Milli Savunma Bakanlığı personeli ve aileleri ile gazilerimiz ve şehit ve gazi ailelerinin her tesisten eşit şekilde yararlanması sağlanacaktır. 
  • PKK ile kırsalda mücadele etmek ve karşılaşılabilecek diğer gayrinizami harplere hazır olmak için tamamen profesyonel askerlerden oluşan 3 bin kişilik yeni bir Terörle Mücadele Birimi (TMB) kurulacaktır. Terörle Mücadele Biriminin yapısı, personeli, operasyonları ve bütçesi, hukuki, şeffaf ve denetime açık olacaktır.
Operasyonel yetkisi olan, sürekli hareket halinde olacak ve alan hâkimiyetini tesis edecek TMB, hem bölgenin kırsalındaki vatandaşlarımızın, hem de asayiş için kırsalda bulunan güvenlik birimlerimizin terör saldırılarından korunmasından sorumlu olacaktır.

Terörle Mücadele Birimine, başta İHA’lar olmak üzere her türlü istihbarat imkânı, silahlı insansız hava araçları (SİHA), savaş uçak ve helikopterleri de dâhil olmak üzere bugüne kadar terörle mücadele tecrübelerinden yola çıkılarak ihtiyaç duyulabilecek her türlü silah, araç-gereç ve cihaz tahsis edilecektir. 

Terörle Mücadele Biriminin kurulmasından sonra, vatani görevini yapan er ve erbaşlar ile birkaç senelik zorunlu görevini doldurmak için gün sayan muvazzaf güvenlik görevlilerimiz, saha operasyonlarına katılmayacaktır. Onların terör saldırılarına karşı korunması da TMB tarafından sağlanacaktır.

Gayrinizami harp için kurulacak Terörle Mücadele Birimi, Kuzey Irak, Kandil ve Suriye’nin Kuzeyi dâhil teröristlerin ve kamplarının bulunduğu her yerde operasyonlar düzenleyecektir. TMB’nin öncelikli hedefi, terör örgütlerinin lider kadrosu olacaktır.

Terörle Mücadele Birimi, doğrudan Cumhurbaşkanı’na bağlı olacak ve böylece kararlar eskiden olduğu gibi çok katmanlı, karar almayı geciktiren ve istihbarat sızmalarına neden olan bir hiyerarşi içinde değil, çok hızlı ve etkin bir şekilde alınabilecektir.

Terörle Mücadele Birimi için öngörülen yapılanma, hem etkinlik açısından hem de kamuoyuna hesap verebilirlik açısından gereklidir. Mevcut uygulamada; karşılaşılan bir hatanın sorumlusu kamuoyu tarafından tam olarak tespit edilememekte, soruşturmalar belirli bir noktaya geldiğinde mesele kilitlenmekte ve sonuçta tüm Türk Silahlı Kuvvetleri zan altında kalmakta ve yıpranmaktadır.

Doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı Terörle Mücadele Biriminin kurulmasıyla hem hızlı bir şekilde karar alınabilecek, hem de başarı ve başarısızlığın sorumluluğunun sahibi belli olacaktır.
Foto Galeri